Çukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Muzaffer Tire Küratörlüğünde 23 sanatçının katılımı ile gerçekleşen "geçmişten günümüze mezunlarla akademik bir kesit" olarak düzenlenen "2023 Arafta Buluşmalar" başlıklı karma sergi 23 Ocak-23 Şubat tarihleri arasında GSF Resim Bölümümüz Sanat Galerisi ve Fuayesinde sanatseverlerin ziyaretine açıktır.
SERGİ ÖNSÖZ
2023 ARAFTA BULUŞMALAR
Küratör: * Dr.Öğr.Üyesi Muzaffer TİRE
GSF Resim Böl .Bşk.
Tarih: 23 Ocak-23 Şubat 2023
Yer: ÇÜ Güzel Sanatlar Fakültesi
Resim Bölümü Sanat Galerisi-2.Kat
Arafta kalmak; arada kalmak, hiçbir yere ait olamamak ve eşikte bekleyip, kendine insansal yaşama biçimi içinde bir çıkış yolu oluşturmaktır. Kimi zaman bir sanatçı olarak, sessiz bir çığlığın yaşamsal alanını gözlemlemektir. “Geçmişten Günümüze Mezunlarla Akademik Bir Kesit” adı altında sanatsal yolculuğa çıkmış sanatçıların, “genç sanatçı-eğitimci/sanat eğitimcisi/sanatçı” birlikteliğinin geçmişte var olan farklı dönem eserleriyle “arafta buluşarak”, sanatsal kimlik oluşumlarını yeniden ele almanın nitelikli olarak sergilenmesidir.
Sanatçı olmadan, sanatsal üretim biçimi oluşamaz. Sanatsal düşünme biçimi olgusu, sanatsal üretim nesnesinin niteliği ve kalitesinin değerini oluşturur. Sanatçı birey tarafından üretilmiş ve sanat olarak adlandırılmış sanatsal değer; toplumla sanatsal paylaşıma dönüştürülerek, yaşama ve hayata ilişkin farkındalığın göstergeleri, sanatsal kültür iletişimi ile anlam kazanır. Sanatsal üretim nesnesi, sanatsal kültür seviyesi yüksek izleyicisini de (sanat tüketicisi) beraberinde ister. İzleyicinin statüsü ne olursa olsun, sanatsal paylaşımın hangi kültürel düşünme biçimi ile ve nasıl gerçekleştiği sorunsalı, sanat yapıtının iletişimini ortaya çıkarır.
Sanatsal işlev kaygısı ile özgürlük, özgünlük, biriciklik, buluşa yönelik çağdaş/çağcıl yenilik, deneysellik ve araştırma ile yolculuk içinde keşfetme, merak ve cesaretin getirisi olan risk alma yoluyla, “sanatsal düşünme biçiminin anlamlandırılmasıyla ve kendi anlamını oluşturmasıyla oluşan” adlandırma/anlatım, sanatçının eserini tanıtlamasıyla; izlediği yolun, ciddiye alınmış bir yaşam oyununu, duygululukla eser/yapıt olarak ortaya koyar. Konformist bir yaşam biçiminin dışındaki sanatçı, sanatsal üretiminde de taraftır. Sanatçı kendine bile muhalif olan düşünme biçiminin sanattaki yansıması, hayata ilişkin kimi değerleri yıkıp, bozup yeniden hayal gücüyle inşa etmek, sanatçının üretimlerinde hep şaşırtıcılık, sarsıcı etki yaratma, değişik görme biçimleri ile topluma hayatı yeni bir düşünce ile anlama yaratıcılığını, yapıt olarak gerçekleştirir. Düşünmeden kolay anlaşılabilir olanı ve yozlaşma içindeki kiçleşmiş (kitch) genel beğeniyi tarihsel süreci içinde, çağının yaşam biçimiyle birlikte süreklilikle sorgular. Toplumun bu yapıtı kavrayabilmesi, sanatsal üst kültür güçlüğünün aşılmasıyla birlikte yapıtla iletişime geçilebilir. İzleyiciyi, izleyenin de yaratıcı hayal gücü ile birlikte yapıtla kültürel buluşmaya ve düşünsel diyaloğa davet eder. Toplumun bir parçası olan sanatçı kimlik, yaşamının tüm değerlerini, insan ve onun yaşamsal doğasından yola çıkarak yeniden ele alır. Üretimleriyle bu toplumun içinden çıkarak, şaşırtıcı bir yetenek ve yaratıcılığın aynasını yaşadığı toplumla içselleştirir. Gelenekçi ve tutucu yaşam biçiminin üst kültür yetersizliği, sanatçıyla toplumu çoğu zaman karşı karşıya çatışmaya taşır. Sanatı anlamakta güçlük çeken toplumlar, sanatçısını da anlamakta zorlanabilirler ve arafta buluşabilmenin kültürel taşlarını döşerler. Sanatçısı yalnızlaşan ve arafa terkedilen toplumlar da, sanatsal kültür yalnızlığından kurtulmanın yolunu, sanatsal işlev üzerinden değil, yararcı faydacı ergonomik işlevle sanatı anlamanın daha kolay yolunu ekonomik açıdan seçerek, duygusal bir tüketim bakış açısıyla sanatı ve sanatçıyı anlamlandırmaya çalışırlar.
Toplum ve sanatçı, kimi zaman yersiz - yurtsuzlaşma sorunsalını arafta kalarak irdeler ve çözümlemeye çalışır. Hem toplumun duygusal zeka olarak bir parçası, hem de dışında kalmak ve sanatçıyı anlamak ya da dışlamak arasında gelgitler yaşayarak (sanatsal med cezir) öylece kalabilir. Kimi zaman arafta kalıp, değerlendirmeler yaparak, sanatsal kültür tarafını oluşturacak zihin bulanıklığından uzaklaşabilecek birikimi oluşturmak yoluyla, sanatçıyı ve üretimi olan sanat yapıtına sağlıklı yaklaşabilmek için zorlanabilir. Çözümlemeler, kimi zaman arafta buluşarak, sorgulayarak anlaşılır duruma gelebilirler. Etkinlikler, toplumun öteki ben’i açısından, sanatçıya araftan ne kadar uzaktayım ya da yakındayım diyebilme içsel diyaloğuna davet eder.
Araftaki düşünsel buluşmalar içerisinde, sanatçıya ne kadar yakınım veya uzağım sorusuyla sanat tüketicisini baş başa bırakır. İzleyicinin statüsü ne olursa olsun; sanatçı oluşturduğu yapıtıyla, insanı kendisiyle tartışmaya ve yaşadığı dünyayı anlamaya, kendini keşfetmeye davet eder.
Arafta buluşmalar bir tesadüf değildir, bu yüzleşmeyle ilgili bir olgudur. Bilim ve teknolojinin hizmetkarlığı ile sanat felsefesini içselleştiren sanatçı, “nasıl” sorusunun çözümünü, algısal seçimleriyle tesadüfler içinden yakalar. Tesadüfleri sanatçılar kullanır ve yaşama katar. Dolayısıyla sanatta tesadüf yoktur, tesadüfleri fark edip kullanabilen sanatçı vardır. Sanatçı için, sanat göze almaktır, gözü almak değil. Hayatın insana ait olan değerlerini seçebilmek ve yeni bir bakış açısıyla yapıta dönüştürebilmek, yaratmanın biricikliğini oluşturur. Çünkü sanat, insanın insansal yaşama yeteneğidir. Sanatsal işlev açısından kendine yer bulabilen araflı /arafsız toplumsal buluşmalar, bireylerin sanatsal kültür seviyesi nerede olursa olsun sanatsal etki yaparlar.
Muzaffer TİRE *